Eski Tunus Meclis Lideri, Nahda Hareketi önderi Raşid el-Gannuşi’nin kızı Yusra el-Gannuşi, babasının tutuklanmasının akabinde,
“Tunus’un ekonomik iflasın eşiğine geldiğini görüyoruz. Barınma ve sıhhatle ilgili en temel gereksinimlere erişimde problemler var. Elektrik ve su kesintileri yaşanıyor. Enflasyon yükseliyor. Cumhurbaşkanı Kays Said’in tahlile ait teklif edeceği hiçbir şey olmadığı için tutuklamaları, başarısızlığını gizleyen dikkat dağıtıcılar olarak kullanıyor.”
ifadelerini kullandı.
Evine düzenlenen polis baskınıyla 17 Nisan’da iftar vaktinde gözaltına alınarak tutuklanan Nahda Hareketi önderi Gannuşi’nin kızı Yusra el-Gannuşi, Tunus’ta büyüyen ekonomik, toplumsal ve siyasi krizlere gelecek yansıları öteki istikamete çekmek için babası ve başka muhalif başkanların tutuklandığını söyledi.
Gannuşi, babasının 81 yaşında ve hipertansiyon hastası olmasına karşın ramazanın 27’inci günü iftardan evvel gözaltına alındığını anımsatarak, şöyle devam etti:
“Babamın tutuklanma nedeni olarak ‘Ulusal Kurtuluş Cephesi başkanlarıyla yaptığı konuşmanın görüntü kaydında iç savaş daveti yaptığı’ gösterilse de kimse buna inanmıyor. Babamın tutuklanma sebepleri tutuklanan öbür siyasetçilerin, gazetecilerin ve sivil toplum gönüllülerinin tutuklanma sebepleriyle birebir. Tutuklananlar, Kays Said’in 25 Temmuz 2021’den itibaren Tunus demokrasisine yaptığı darbeye karşı çıktıkları için tutuklandı. Babam, darbeye daha birinci anlarından itibaren karşı gelen isimlerin başında yer aldı. Darbe gecesi Said’in anayasaya ters kararlarını reddetti ve Meclis Lideri olarak milletvekilleriyle meclisin önüne gitti. Babamın tutuklanmasının asıl sebebi bu. Said, ekonomik ve siyasi meselelere tahlil üretemediği için muhalifleri ve göçmenleri günah keçisi ilan ediyor lakin kimse bu acınası teşebbüslere inanmıyor”
‘Tunus’ta ihtilalden bu yana kazanılan tüm hak ve özgürlüklere yönelik tehdit var’
Cumhurbaşkanı Said’in siyasi tutuklamalarla kendisine yönelik reaksiyonlara karşı vakit kazanmaya çalıştığını belirten Gannuşi,
“Tunus’un ekonomik iflasın eşiğine geldiğini görüyoruz. Barınma ve sıhhatle ilgili en temel gereksinimlere erişimde problemler var. Elektrik ve su kesintileri yaşanıyor. Enflasyon yükseliyor. Cumhurbaşkanı Kays Said’in tahlile ait teklif edeceği hiçbir şey olmadığı için tutuklamaları, başarısızlığını gizleyen dikkat dağıtıcılar olarak kullanıyor.”
görüşünü paylaştı.
Gannuşi, Said’in, 25 Temmuz 2021’de ilan ettiği tartışmalı fevkalâde kararlarla meclisteki demokratik yapıya ve Yüksek Yargı Kurulu üzere ihtilal sonrası kuruluşlara ziyan vermenin ötesine geçtiğini vurgulayarak, Cumhurbaşkanı’nın Tunus’taki problemleri çözmek yerine daha da derinleştirdiğini lisana getirdi.
Sivil toplum kuruluşları ve partilerin siyasi tutuklamaların artmasına karşı reaksiyon göstermek için bir ortaya geldiklerini hatırlatan Gannuşi, Said’in fevkalâde kararlarından sonra özgürlüğün devam edeceğine inananların da baskının yalnızca Nahda Hareketi ile hudutlu kalmadığını fark ettiğini kaydetti.
Gannuşi, ülkede tüm muhalif partilere baskının artmasının, basın özgürlüğüne kısıtlamalar getirilmesinin ve sivil toplumun alanlarının daraltılmasının geleceğe ait ümitsizlik oluşturduğunun altını çizerek,
“Devrimden bu yana kazanılan tüm hak ve özgürlüklere yönelik tehdit var. Bu nedenle yalnızca babamla değil bütün siyasi tutuklarla dayanışmanın genişlediğini görüyoruz. Said’in muhalefete yönelik zulmüne ve demokrasiyi yok etmesine karşı bu dayanışmanın somut adımlara dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz.”
değerlendirmesinde bulundu.
‘Said diyalog davetlerine baskıyla karşılık verdi’
Said birkaç yıl evvel istisnai kararlar almaya başladığında ülkedeki siyasi partilerin yaklaşık yarısının sessiz kaldığını fakat artık birçok partinin Cumhurbaşkanı’nın kararlarını “darbe” biçiminde nitelediğini ve demokrasiye geçiş talebinde bulunduğunu belirten Gannuşi, şu tabirleri kullandı:
“Tunus misal bir krizi 2013’te yaşamıştı ve bu krizin üstesinden gelerek 2014’te anayasayı ilan etmiş, diyalogla seçim yapmayı başarmıştı. Biz diyalog davetimizi devam ettiriyoruz. Krizden tek çıkış yolu bu. Babam ve başka politikler bu çağrıyı sürdürdü. Said bu davetleri dinlemedi. Baskıyla karşılık verdi. Muhaliflerini ‘hain, casus ya da yok edilmesi gereken kanser hücreleri’ olarak göstererek karşılık verdi.”
Gannuşi, Tunus’un, 2011’de bölge ülkelerine özgürlük, demokrasi ve adalete ait ilham verdiğine dikkati çekerek,
“Tunus’ta demokrasinin çökmesi yalnızca Tunus için değil bölge için de tehlikeler barındırıyor. Milyonlarca insan umudunu yitirecek. İstikrarsızlık ve göç dalgası oluşacak. Tunus’ta demokrasinin çökmesi, bölge ülkeleri ve ötesine yönelik tehlikeler barındırıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tunus’ta yalnızca Nahda Hareketi’nin değil öbür siyasi partilerden tutukluların yakınlarının da gidişata sessiz kalmayıp pek çok teşebbüste bulunduğuna işaret eden Gannuşi, ABD, Birleşik Krallık ve öteki Avrupa Birliği ülkelerinde Cumhurbaşkanı Said, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Savunma Bakanı hakkında insan hakları ihlallerinde bulunduklarına dair davalar açıldığını kelamlarını ekledi.
Tunus’ta bir müddettir politikler, gazeteciler, aktivistler, yargıçlar ve iş insanlarını kapsayan gözaltı dalgası devam ediyor.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said şubatta başlayan dalganın ülkede kimi siyasalların,
“devletin güvenliğine karşı komplo kurma ve ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlarından”
kaynaklandığını söylemişti.
Eski Tunus Meclis Lideri, Nahda Hareketi önderi Gannuşi, 17 Nisan’da güvenlik güçlerince iftar vakti konutuna düzenlenen baskında gözaltına alınmış, 48 saatlik savcılık tabirinin akabinde sevk edildiği Tunus Asliye Mahkemesince 20 Nisan sabaha karşı
“devlet güvenliğine karşı komplo kurmak”
suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Bunun akabinde, güvenlik güçleri, Nahda Hareketi ile Ulusal Kurtuluş Cephesinin birtakım kentlerdeki merkezlerini kapatmıştı.
